Fotoğraflarda Kırmızı Göz Problemi

Geceleri flaş yardımıyla çekilen fotoğraflarda genellikle gözlerimizin kırmızı çıktığı bilinir. Bunu önlemek için günümüzde bazı önlemler fotoğraf makinesi üreticileri tarafından alınmış durumda. Ancak tamamen çözüm sağlayamadığı noktalarda bazı küçük önlemlerle bu durumun önüne geçilebilir.

Gözlerimiz tabakalardan oluşmuştur. Göz içindeki 3 tabakadan en dış kısımda bulunanı, gözü dış etkenlerden korumak için vardır. Ortadaki tabakada ise damarlar vardır. Kan damarlarının oluşturduğu bu tabaka ise damar tabakasıdır. Bu damarların işlevi göz bebeğinin büyüyüp küçülmesini gerçekleştirmektir. Az ışıklı ortamda ışığı yakalayabilmek için göz bebeğinin büyümesini, çok ışığın bulunduğu ortamlarda ise küçülüp ışığın daha az algılanmasını sağlar. Son tabaka ise ağ tabakadır. Bu tabakada retina bulunur. Işığa duyarlı kılcal damarlar buradadır.

Bazı hayvanlarda bu ağ tabakada yansıtıcı bir tabaka daha vardır. Gözlerine gelen fazla ışığı yansıtırlar. Geceleri gözlerine tutulan ışığın etkisiyle gözlerinin çok parlamasının sebebi de budur. İşte bu ayna görevi üstlenen tabaka insanlarda yoktur.

Fotoğraf makinelerinin verdiği ışık ise çok fazladır ve kısa sürelidir. Damar tabakanın işlevini yerine getirmede yavaş olmasından dolayı göz bebeği küçülme fırsatı bulamaz. Bu yüzden göze vuran fazla ışık doğrudan retinaya gider. Retinada bulunan kılcal damarlar açığa çıkar ve fotoğrafta meydana gelen kırmızılık işte bu kılcal damarlardır.

Gelişen teknoloji ile bu soruna çözümler üreticiler tarafından getirilmekte. Mesela yeni çıkan makinelerde önce ilk flaş patlar ve göz uyarılır. Göz bebeği küçülme eğilimine geçtiği an 2. flaş patlar ve fotoğraf bu esnada otomatik çekilir. Böylece kırmızılığın önüne geçilmiş olur. Ancak bazen damar tabakanın daha da yavaş davrandığı durumlar meydana gelebiliyor. İşte böyle durumlarda kendimizin de alabileceği önlemler var. Fotoğraf çekilen ortamın ışığını arttırmak mümkün değilse fotoğraf makinesini mümkün olduğunca uzak bir mesafede kullanmak bu önlemlerdendir. Gündüzleri bu durumun fazla olmamasının sebebi, zaten ortam ışığının geceye nazaran çok daha fazla olmasındandır.