Gaziantep El Sanatları
Kültürel değerlerini geleceğe taşıyarak yaşayan Gaziantep’te; sedef kakmacılığı, bakırcılık, kutnu dokumacılığı, aba dokumacılığı, yemencilik, Antep işi el işlemeleri, gümüş işlemciliği, Antep kilim ve halı dokumacılığı, küpcülük, kuyumculuk, semercilik gibi el sanatları bizi biz yapan somut kültür varlıklarımız olarak gelecek kuşakları selamlamaktadır.
Gaziantep, sanayi ve ticaretteki başarısıyla belgesinin cazibe merkezi olduğu gibi, el sanatları alanında da oldukça zengin bir potansiyele sahiptir.
Sedef Kakmacılığı
Sedef, bazı deniz hayvanlarının kabuklarından bulunan fosforlu beyaz renkteki parıltılı bir madde ile çeşitli teller ve ceviz ağacının sanatçı ellerde göz alıcı bir hale dönüşmesi sanatıdır. Sedef işlemeciliği Türkiye’de sadece Gaziantep’te yapılan nadide bir el sanatıdır.
Anadolu’da Selçuklular sedefi kullanmışlar ancak sedef işçiliği 17-18. yüzyılda Osmanlı’da en parlak dönemini yaşamıştır. Kur’an muhafazası, rahle, masa, koltuk, sehpa gibi mobilyalar; silah kabzası, nalın, körük, tütün tabakası, kahve takımı vb. gibi çok çeşitli gündelik üründe sedef kullanılmıştır.
Bakır İşlemeciliği
Antep bakır işlemesinin özelliği, yekpare olarak imal edilmesi, yani lehim ya da benzeri bir yolla birleştirme yapılmamasıdır.
Bir çekiç ve bir çelik kalem kullanılarak yapılan bu yöntemde bir tek parçanın işlenmesi haftalarca hatta aylarca sürebilmektedir. Gaziantep’te işlenen bakırlar güzel yurdumuzun her köşesinde olduğu gibi yurt dışında da büyük beğeni görmektedir. Gaziantep insanı bu eşyalara yöreye has isimler verilmiştir: Sahan, tas, kazan, mahsere kazanı, seferiye tası, satıl, sini, paşa mangalı, ibrik, cezve, vazo, semaver, teşt, tarak kabı, kil leğeni vb.
Bakırcılığın üretimi farklı aşamalardan oluşmaktadır. Bunlar dövme, kazıma, zımbayla dövme olarak adlandırılmaktadır. Dövme tekniği en eski ve en sık kullanılan tekniktir. Bakır kolay işlenmesi için ocakta tavlanma işleminden geçirilir.
Bu şekilde bakır yumuşamaktadır. Bu sayede daha kolay işlenmektedir. Tavlanma işleminden sonra yumuşayan bakıra çekiçle vurma işlemi uygulanmaktadır. Bu işlemle tabakaya şekil verilmektedir. Bakıra çekiç darbeleri ile istenilen şekil verilir. Aynı zaman bakırı hazırlayan usta kendine özgü deseni de vermektedir.
Kutnu Dokumacılığı
Tarihi değeri olan Kutnu, Türkiye’de sadece Gaziantep’te dokunan ipekli bir dokuma türüdür. Görkemli ve zerafi bir estetiği olan kutnu kumaşının hammadesi suni ipek ve pamuk ipliğidir. Kutnu içinde hiçbir sentetik madde bulunmadığından oldukça sağlıklıdır.
Tarihi çok eskilere dayanan kutnu kumaşı zahmetli bir dokuma sürecinden sonra elde edilir.
16. yüzyıldan itibaren Gaziantep’te dokunan kutnu kumaşı, eskiden Anadolu’da özellikle alımlı giyinmek isteyen insanların hayallerini süslerdi. Anadolu Selçukluları’ndan bu yana dokunan kutnu kumaşları Osmanlı padişahları tarafından da elbise olarak diktirilirdi. İçinde sentetik hiçbir madde bulunmadığından sıhhi bir kumaş türüdür. Geçmişi çok eskilere dayanan kutnuculuk; dünyada basma sanatı yok iken, ipeğin çeşitli boyalara defalarca batırılarak, kendisine has renk ve motifler verilerek yapılan bir dokumadır.
Yemenicilik
Beş ayrı hayvanın derisinden özenle imal edilen yemenlerin alt tabanı manda ya da sığır derisinden, yüzü keçi derisinden, iç astarı koyun derisinden, iç tabanı sığır veya keçi derisinden, kenarları ise oğlak derisinden oluşur.
Bunca özel malzeme, maharetli ustaların ellerinde özenle işlenir ve yemeni giyilecek hale gelir.
Ayakta nasır, mantar ve pişik oluşmasını önleyen, yapıldığı derinin gözenekleri sayesinde teri dışarı atarak ayak kokusuna engel olan yemeniler oldukça kullanışlı ve rahattır. Sadece ayak sağlığını değil vücudun tamamını koruyan bir yapıya sahip olan yemeninin üst taban ile alt tabanı arasında kil, vücuttaki elektriğin toprağa verir ve insan vücudunu rahatlatır.
Yemeni taban ve saya adı verilen yüz olmak üzere iki parçadan oluşur. Önce kalıp, kösele üzerine konularak çizilir ve teber ile kesilir. Sonra yüz dikilir ve kalıba gerilir, bakır çivi ile çivilenir. Hazırlanan yüze ve taban köselesine yapıştırıcı sürülür, sağlam yapışması için çekiç ile dövülür. Yemeninin yapımında, ipliğin çürümemesi ve yemininin su almaması için mumlanmış pamuk ipliği kullanılır. Dikime hazır hale gelen yemeni kalıptan çıkarılıp kenar dikişi çekilir.
Antep İşi El İşlemesi
Beyaz işi nakışlar grubunda sayılan Antep İşi Anadolu’nun pek çok yöresinde genç kızların çeyiz sandığındaki en nadide parçalardan biridir. Ajur tekniğiyle yapılan işlerinin; örümcek yavası, düz çitime, verev çitime, filtreli çiteme ve örümcekli çitime gibi adları vardır.
Bazı söylentilere göre de Gaziantep’te yaşayan azınlıklar tarafından yapılmış ve Avrupa piyasalarına sürülmüştür. Bu gün Gaziantep halkı tarafından yaygın olarak yapılan işlemelerin eski Türk işlemeleri karakterini taşıması, bu işlemenin Antep’ in yerli halkı tarafından yapıldığını göstermektedir. Günümüzde işleme tekniği bozulmadan sim, renkli iplikler ve yardımcı nakış iğneleri kullanılarak çok güzel işlemeler yapılmaktadır.
Antep Kilimciliği
Bakır işlemeciliğinde olduğu gibi kilim dokumacılığında da Gaziantep, diğer Anadolu kilimlerine nazaran farklılıklar gösterir. Bu farklılıklar; dokuma biçimi, kullanılan desenler, yöreye özgü tezgah gibi niteliklerden kaynaklıdır.
Genelde eninde, boyunda dokunan Antep kilimlerinde kullanılan motifleri şöyle sıralayabiliriz.
- Çizgi, nokta ve daireden ibaret olan motifler.
- Sembolik Motifler
- İdeografik, bir manası olan motifler.(dağ, ev, taht, asa gibi.)
- Hayvan Motifleri
- Geometrik Motifler.
- Bitki Motifleri(Çiçek, yaprak gibi.)
Yörede yapılan araştırmalar neticesinde, Kilim’in yalnız el tezgâhlarında imal edildiği ve bu iş kolunun çok canlı olduğu devirlerde Gaziantep’te 7000 civarında el tezgâhının faaliyette olduğu, 1960’larda bu sayının 100-150’ye düştüğü saptanmıştır. Motorlu dokuma tezgâhlarının yaşamımıza girmesiyle, talep daralması problemine bir çözüm gibi görülen kalitenin düşürülmesi, Antep kilimlerine olan talebi daha da azaltmış ve tezgâhlar yavaş, yavaş ortadan kalkmaya başlamıştır.
Antep kilimleri günümüzde, genel olarak köylerde kendi ihtiyaçlarını gidermek maksadıyla kadınlarca dokunmaktadır. Ayrıca Halk Eğitim Merkezleri tarafından çeşitli kurslar açılarak kilimciliğin yaygınlaştırılması çalışmaları yapılmaktadır. Antep Kilimlerinin bilinen çeşitleri şunlardır; Baklava Dilimi, Hap bap (Nalın) Ayağı, Kuş Kanadı, Zincir Göbek, Dirsek Göbek, Pençe Göbek, Çarkı Felek, Parmak Göbek, Atom Göbek.