Genel

Yabancı Dil Öğrenmenizi Kolaylaştıracak Öneriler

Dil öğrenme konusunda biraz sıkıntılı bir toplum olduğumuzu kabul etmemiz lazım. Örneğin, tanıştığımız insanların yarısı yıllardır İngilizce öğreniyor ama konuşamıyor; diğer yarısı da direkt hiç bilmiyor.

Ancak aslında konu o kadar da karmaşık, strese/üzüntüye neden olacak bir konu değil. Dil öğrenmek için dil öğrenme konusunda en iyi olan insanlara bakarsak aslında ne kadar basit olduğunu göreceğiz. Dil öğrenme konusunda en iyi olan insanlar kimdir peki? Bebekler!

Hatalarınızı kabullenin.

Dil öğrenme konusunda önümüzdeki tek ve en büyük engel hata yapma korkumuz. Ancak şunu da çok iyi biliyoruz, hata yapmadan öğrenmek mümkün değildir. Bebekler, hata yapmaktan korkmazlar: yanlış kelime seçerler, sırasını karıştırırlar.

Bu konuda da aynen böyle bir tavır benimsemeliyiz. Yanlış yapa yapa, yaptığımız şeyin “yanlış” değil de öğrenme süreci olduğunu fark edeceğiz. Özgüven kazanacağız, çekingenliğimiz kaybolacak. Kimse bize bir sözcüğü yanlış telaffuz ettik ya da grameri mükemmel olmayan bir cümle kurduk diye kızmayacak. Tam tersine, denediğimiz için kutlanacağız. Mükemmeliyetçiliğimizi (en azından bu konuda) bırakmalıyız ve kendimize bu özgürlüğü vermeliyiz.

Motivasyonunuz yüksek olsun.

Bebekler dil öğrenme konusunda çok motivedirler, çünkü yakın çevreleriyle iletişim kurmak, duygu ve düşünceleri aktarmak ve aktarılan hikayeleri tam olarak anlamak isterler. Bizim de benzer bir motivasyonumuz olursa dil öğrenmek eziyetli bir süreçten zevkli bir yolculuğa dönüşecektir. Yani, neden o dili öğrenmek istediğimizi net olarak belirlemeliyiz.

Öğrenmek için, dili hayatınızın içinde tutun.

Dil öğrenmek, 360 derecelik bir deneyim. Yani, öğrendiğiniz dil hayatınızın her anında her yerinde o ya da bu şekilde varlık göstermeli. Evde temizlik yaparken öğrenmek istediğiniz dilde müzik dinleyin, iş yerinizde ya da evinizde kendinize temel cümlelerin olduğu kağıtlar hazırlayın ve sağa sola asın. Küçük kağıtlara sözcükler yazın ve cebinize koyun. İnsanlara o dilde bir şeyler söylemeye çalışın.

Konuşma partneriniz olsun.

Bebekler her zaman birilerine (anne-baba-kardeş-arkadaş) bir şeyler anlatmaya çalışırlar ve bu gayret her zaman birine yöneliktir. Bizler de dil öğrenme çabamızı birilerine yönlendirirsek ve paylaşırsak (ki internet bu konuda size yardımcı olmaktan çok mutlu olacak insanlarla ve sadece bunun için tasarlanmış web siteleri ile dolu) dil öğrenme sürecimiz hem keyifli hem de verimli olacaktır.

Kendi kendinize konuşun.

Bebeklerin kendi kendilerine ses çıkardıklarını, bir şeyler anlattıklarını mutlaka duymuşsunuzdur. Aynı yöntemi neden biz de denemeyelim ki? Kendi kendine konuşmak kulağa biraz “çılgınca” gelebilir; ama dil öğrenmenin pratik yapmaktan geçtiği kesin ve pratik yapmak için kendinizden daha iyi bir eş olabilir mi? Kendi kendimize konuşurken, diğerleriyle konuştuğumuzda yaşadığımız endişe ve stresi yaşamayız; kendimize rahat rahat deney yapma imkanı tanırız. Bir yandan da denediğimiz sözcükleri ve cümleleri daha rahat hatırlayabiliriz.

Eğlenmeyi unutmayın.

Dil öğrenmek, öyle görünmese bile, oldukça yaratıcı bir süreçtir. Bebekleri düşünün, hiç sıkılmış gibi görünürler mi? Yeni sesler çıkarmak, yeni sözcükler ve ifade kalıpları kullanmak için tüm yaratıcılığımızı kullanabiliriz. Sesimizi ya da videomuzu kaydedebiliriz, şarkılar üretebiliriz, küçük karikatürler çizebiliriz, ufak yazılar yazabiliriz. Bu esnada hem dile hem de dili kullanışımıza daha aşina oluruz. Eğlencesi ve ortaya çıkan ürün de cabası.

Konforlu bölgenizden çıkın.

Hata yapmaktan korkmamaya ek olarak, rahat olduğumuz sorun yaşamadığımız alandan çıkmamız gerekiyor. Örneğin, Türkçe’de “yanlış” kabul edilen sesler, başka bir dilin konuşulması için kritik olabilir. Alışkın olduğumuz ses balonundan çıkmazsak asla o sesi çıkaramaz, o dili konuşamayız. Hata yapmak ve sık sık başarısızlığa uğramak, gelişmenin yoludur. Her zaman bebekleri aklımızda tutabiliriz, onların böyle korkuları/sabit fikirlilikleri var mı? Yok. Çok mu hızlı öğreniyorlar? Evet.

Bol bol dinleyin.

Kendimizi dile ne kadar maruz bırakırsanız öğrenme süreci o kadar hızlanır; çünkü dil kulağımıza aşina gelmeye başlar ve genel bir kural olarak ne kadar aşina olursak o kadar kolay öğreniriz. Bebeklerin dile ne kadar maruz kaldıklarını düşünün? Sürekli birileri onlarla konuşuyor, onlara hikayeler okuyor ya da ninniler söylüyor, dışarıdan sürekli sesler geliyor. Kendimizi benzer şekilde maruz bırakmalıyız. Dilin konuşulduğu ülkeye gitme imkanımız yoksa bile internet var.

Taklit edin.

Dil öğrenmek, yaratıcı olduğu kadar taklide de dayanır. Küçük kardeşimin konuşmayı bilmezken ağzımıza bakıp bizim ağız hareketlerini taklit ettiğini hatırlıyorum. Benzer şekilde, bizler de sesleri, ağzın-dilin-gırtlağın girdiği şekilleri taklit edebiliriz. Dili konuşan birini bulmak ya da internet üzerinden konuşanların olduğu medyayı takip etmek olabilecek en iyi yöntemler.

 

E-Bültene Kayıt Olun, Fırsatları Kaçırmayın!

İlginiz Çekebilir

Kuşlar artık ‘merhamet yuvalarında’ üşümeyecek Minik Öykü için donör arayışı devam ediyor Kantaron Yağı ve Faydaları Günlük Hayatta Yaşanılan Sorunlar İçin Pratik Ve Yararlı Bilgiler Saç dökülmesine karşı muhteşem etki sağlayan losyon Yeni Yıla Huzurlu Girmenin Yolları