Kötü Patronlarla Çalışmanın Faydaları
Central Florida Üniversitesi’nin yeni bir araştırması, bazı kuruluşların ve iş yerlerinin istismar olarak sayılabilecek; çalışanların verimliliğini hedef alan olumsuz ve rahatsız edici davranışları masaya yatırdı.
Üst yetki yöneticilerin yetki sırasını piramit gibi sembolize edersek; En üst tabakadan aşağıya inildikçe söz konusu istismarın gruplaşarak, en alt tabakada eşit veya düşük yetkiye sahip diyebileceğimiz çalışanlarda birleştiğini, hatta aralarında arttığını söylemek çok da yanlış olmaz.
UCF College of Business S.Taylor ve R. Folger, E.Paso, Suffolk, Singapur, Texas Üniversitesi’ndeki araştırmacılarla ortak bir çalışma geliştirip, Uygulamalı Psikoloji Dergisi’nde de tüm bu bulgularını yorumlamışlardır.
Peki nedir bu bulgular?
Taylor ” Patronları tarafından mobing ve istismara uğrayan çalışanların, gördükleri sistemi kendi astlarına yinelemek yerine, takımlarına mükemmel bir lider olabileceğini..” söylüyor..Bu durum elbette etik anlayış ve karakterin irade güçlülüğüyle birleşirse, hepimizin ulaşmak istediği sonuç haline geliyor bile.. Yaşanılan negatif tecrübelerdeki çeşitlilik ne kadar artarsa; mağdur çalışanları mental ve psikolojik olarak bir o kadar zorluyor. Zorlama arttıkça bünye bu negatif durumdan kurtulmayı istiyor, aslında şöyle olsa diye iç geçiriyor hep.. Ama bir türlü o olması gerekeni yapamıyor ya da yapmıyor..Çünkü baskı altında..
Fakat söz konusu baskıyla savaşıp; tüm yaşadığı kötü deneyimleri pozitif bir yönlendirmeyle, daha adil bir çalışan olmayı diretmekle farklı seviyelere atlanabilir.. İş hayatındaki dürüstlüğe ve çalışma ahlakına değer veren en yegane çalışanların; patronlarının önüne geçebilecek her türlü yükselmeyi engellenmeleri adına diğer yöneticilerin kışkırtılmış mobbinglerine maruz bırakıldıklarını biliyoruz. İşte bu yasal bile olmayan ama normalleştirilen negatif davranışlara meydan okumanın yollarına değinildi…
Araştırmacılar, bir kaç sene boyunca yaptıkları deneylerle üst yöneticiler tarafından istismar edilen denetçilerin tutumlarını gözlemledi..Davranışlarındaki değişiklikleri ve her grubun çalışanına nasıl yaklaşımda bulunduğunu, sonuçta nasıl çalıştığını inceledi..Kendi patron ve yöneticilerinden aldığı negatif tutumlara rağmen, astlarının tümüne istismarla ilgili her tür negatif davranışı istemli olarak uzak tuttuğunu; bu yüzden yöneticilerin de kendi astlarına karşı saygılı ve özverili davrandığını gözlemlenmiştir..
Bu araştırmadaki ders tabi ki, işe bilerek art niyetli kişilere almak değildir. İstismar edilen tüm çalışanları (yükselmek isteğinden bağımsız) mobbing ve istismarlarla savaşmak; özendirmeye çabalama amaçlı.. ”bak bu benim patronum gibi değil ve işte sonuç da bu..” tezini uygulamalı olarak görme amaçlıdır.
Taylor sonuç olarak, negatif davranışlara had bildirme tutumundan ziyade, kötü niyetli liderlik ve yöneticilik tarzını aktif olarak sürekli reddeden etik tavrın geliştirilmesinin altını çiziyor.
Ülkemizdeki duruma gelirsek
Bu çalışmanın tam manasıyla karşılığını-alınması gereken tutumu otomatik olarak ve yılmadan girdiği tüm iş yerlerinde gerçekleştirenlerimiz var.. Sonuçlar şahsi olarak kaybettirse bile günün birinde kazanacağınız çok şey var.. Etik ve doğruluktan vazgeçmeyenlerin, bu karakterlerini iş hayatında 7’den 70’e aktarıp, iş ahlakı ve dürüstlüğün sayısının artmasını.. Huzurlu, mutlu ve başarılı çalışma şartlarıyla önce manevi rahatlığı olan çalışanların, işlerine mutlu gelerek daha başarılı bir iş çıkaracakları da aşikardır.. İşini keyifli ve baskısız yapan çalışan ve yöneticiler; piramitin en üst katındaki patronu da otomatikman memnun etmiş olacaklardır..Zira patron da çalışanlarının kendisini geçebilip koltuğunu ele geçirme kaygısıyla değil; adaletli yönetmenin verdiği mutlu-huzurlu sonuçlarla ilgili olacağından iş tatmini ve doyumunu şirketiyle birlikte tadını çıkaracaktır.
Yani Taylor iş yerindeki olumsuz durumların kaliteli duruş ve yaklaşımlarınıza rağmen değişeceğini söylemiyor; fakat şirketlerin eğitim ve pozitif iş yeri iklimlerini sağlayıp; çalışanların huzurunu oluşturacak şartların arttırılmasını ve dolayısıyla açığa çıkacak adaletli çalışma ortamıyla bazı başka konuları ayırmanın altını çiziyor…Böylelikle istenen başarıyı etik olmayan yollarla, stresli ve korku çorbasıyla aramamanın da kurumsallıktaki boyutuna dikkat çekiyor.