GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
Ünlü Seyyah Evliya Çelebi der ki: “Bu kenti anlatmaya ne dil, ne de kalem yeter…”
GAZİANTEP COĞRAFYASI
Konumu: 36° 28′ ve 38° 01′ doğu boylamları ile 36° 38′ ve 37° 32′ kuzey enlemleri arasında yer alan kentindoğusunda Şanlıurfa; batısında Osmaniye ve Hatay; kuzeyinde Kahramanmaraş; güneyinde Suriye; kuzeydoğusunda Adıyaman; güneybatısında da Kilis yer almaktadır. 6222 km²’lik alanıyla Türkiye topraklarının yaklaşık olarak %1’lik bölümünü kapsamaktadır.
Genel Bilgiler: Güneydoğu Torosların uzantısı olan Sofdağları’nın bulunduğu ilde;Dülükbaba, Sam,Ganibaba ve Sarıkaya Dağları yer alır. İslahiye, Barak, Araban, Yavuzeli ve Oğuzeli ilin önemli ovalarını; Fırat Nehri, Nizip Çayı, Afrin Çayı, Merziman Çayı ve Alleben Deresi ise ilin önemli akarsularını oluşturmaktadır.Ziraata elverişli olan il toprakları zeytin, fıstık, meyve ve sebze bahçeleri, üzüm bağları pamuk ve buğday tarlaları ile kaplıdır. İlin dağlık kesimlerinde kısmen çam, köknar, sedir ormanları, step ve yarı step bitki örtüsü görülmektedir. İl dâhilindeki ormanlarda bol miktarda keklik, turaç, yaban ördeği, yaban kazı, çil, kınalı baykuş, güvercin, serçe, an kuşu, yaban domuzu, tavşan, su kuşları, kirpi ve bıldırcın görülmektedir.
İklimi: Akdeniz ve kara ikliminin geçiş noktasında yer alan ilin güney kesimleri, Akdeniz ikliminin etkisinde olmakla beraber genel olarak yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yağışlıdır. Yağış en fazla kış ve ilkbahar aylarında görülür.
İlçeleri: Araban, İslahiye, Karkamış, Nizip, Oğuzeli, Nurdağı, Şahinbey, Şehitkamil, Yavuzeli’dir.
MÜZELER
GAZİANTEP ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ
Gaziantep’te tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan,2011 yılında ziyarete açılan Zeugma Mozaik Müzesi,hem yapı kompleksihem de içerisinde yer alan eserleriyle dünyanın en önemli müzeleri arasında yer almaktadır. Müzede, Zeugma Antik Kenti’nin eşsiz mozaikleri, o dönemde kentte yaşamış olan insanların inançları, kültürü ve günlük yaşantısını geçirdiği ortam birebir mimarisine uygun olarak ziyaretçilere sunulmaya çalışılmıştır. Zeugma Antik kentin akropolünde yer alan iki tapınaktan biri olan Athena tapınağının kült heykeli Athena’nın gövdesi müzenin bahçesinde sergilenmektedir.
Müzedeki eserler, Zeugma Antik Kenti’ndeki konumlarına göre yerleştirilmiştir. Zeugma Mozaik Müzesi üç bölüm olarak düzenlenmiştir. İlkbölümde Zeugma Antik Kenti’nden çıkarılan mozaikler, İkinci bölümde Gaziantep çevresinden bulunarak Gaziantep Müze Müdürlüğü’ne getirilmiş olan Doğu Roma (Bizans) dönemi kilise mozaikleri, 3.bölümde ise idari birimler ve konferans salonları yer almaktadır. Zeugma Mozaik Müzesi’nde, Roma ve Geç Antik öneme ait 2748 m² mozaik, 140 m² duvar resmi, 4 Roma çeşmesi, 20 sütun, 4 kireç taşından yapılmış heykel, bronz Mars heykeli, mezar stelleri, lahitler ve mimari parçalar teşhir edilmektedir.
GAZİANTEP ARKEOLOJİ MÜZESİ
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, 1944 yılında Cumhuriyet döneminin ilk arkeologlarından Sabahat Göğüş tarafından kurulmuştur. Başlangıçta Nuri Mehmet Paşa Cami’de hizmet veren müze, 1969 yılında küçük bir kent müzesi niteliğindeki binasına taşınmıştır.
Gaziantep ve çevresi Hititlerden Hellenistik döneme, Romalılardan Osmanlı’ya kadar birçok uygarlığı barından zengin bir tarihe sahiptir. Müzede Gaziantep ili ve çevresine ait antik yerleşim alanlarından ele geçen buluntular sergilenmektedir. 2005 yılından itibaren ek binada sergilenen mozaikler ise 2011 yılında Zeugma Mozaik Müzesi’ne taşınmıştır. Teşhir ve tanzim çalışmalarından dolayı şu an ziyarete kapalıdır.
GAZİANTEP HASAN SÜZER ETNOGRAFYA MÜZESİ
Gaziantep Bey Mahallesi, Hanifoğlu Sokak üzerinde yer alan bina, 1985 yılında harap bir vaziyette iken işadamı Sayın Hasan Süzer tarafından satın alınarakrestorasyonu tamamlandıktan sonra “Hasan Süzer Etnografya Müzesi” olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağışlanmıştır.Bina ana kaya içine oyulmuş mahzen üzerine üç kattan oluşmaktadır. Ön cephede yer alan işlemeli büyük kapıdan hayat adı verilen orta bahçeye girilmektedir. Bina içinde yer alan bölümler günlük yaşamdaki fonksiyonlarına göre yörenin eşyaları yerleştirilerek, mankenlerle görsel olarak gerçeğe uygun bir şekilde düzenlenmiştir. Müze geçici bir süre için ziyarete kapalıdır.
GAZİANTEP YESEMEK AÇIK HAVA MÜZESİ
İslahiye ilçesine 23km. uzaklıktaki yamaç üzerinde bulunan Yesemek Açık Hava Müzesi,YesemekKöyü yakınında bir tepenin güneydoğusunda yer alan “Karatepe Sırtı” olarak adlandırılan geniş yamaçta, dolarit olarak bilinen gri ve mor tonlardaki bazalt kayalarla kaplıdır. Yesemek Açık Hava Müzesi/Heykel Atölyesi, antik yakın doğuda bilinen en büyük heykel atölyesi olarak bilinmektedir. Yesemek Heykel yapım Atölyesi ilk kez Hitit döneminde I. Şuppilluma zamanında (M.Ö. 1375-1335) işletmeye açılmış ve yöredeki yerli halk Huriler burada çalıştırılmıştır.Hititlerden sonraki dönemlere ait ele geçen heykellerde Asur ve Suriye etkileri görülmektedir. Sonraki dönemlerde bölgeye gelen Aramiler, heykellerde kendi kültürlerini yansıtmışlardır. Bu nedenle de Yesemek Heykel Atölyesi farklı kültürlerini yansıtan önemli bir merkezi olmuştur. Ancak buradaki Şam’al Krallığı M.Ö. 8.yy.’ın sonlarında Asurlular tarafından yıkıldıktan sonra heykel atölyesi önemini kaybetmiş, burada çalışanlar Yesemek’i terk etmişlerdir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde bulunan açık hava müzesinin bulunduğu yerdeki Yesemek ilk defa 1890 yılında Zincirli’de (Sam’al) kazı yapan FelixVonLusvhantarafından bulunmuştur. Yesemek kazı çalışmaları 1958-1961 yılları arasında Prof. Dr. Bahadır Alkım başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütülmüş ve 200’e yakın heykel ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra İlhan Temizsoy tarafından yapılan arkeolojik kazılarda 300’e yakın heykel ve heykel taslağı ortaya çıkarılmıştır. Bunun üzerine Gaziantep Müzesi Müdürlüğü çevre düzenlemesi yaparak burasını Açık Hava Müzesi haline getirmiştir.
GAZİANTEP ATATÜRK ANI MÜZESİ
26 Ocak 1933 tarihinde Gaziantep’i ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gaziantep’e gösterdiği ilgi, övgü dolu sözleri ve desteğine karşı olarak dönemin Valisi Lütfi Bey ve Belediye Başkanı Hamdi Kutlar’ın kararı ile Atatürk’e fahri hemşehirlik beratı verilmiştir. Selanik doğumlu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Gaziantep ili, Bey mahallesi nüfusuna kaydedilmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hatıralarını yaşatmak üzere nüfusa kayıtlı olduğu Bey Mahallesi’nde 2013 yılında tarihi bir Antep evinde “Atatürk Anı Müzesi” hizmete açılmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Gaziantep’i ziyareti sırasında kullandığı eşyalar ile dönemin Gaziantep’i, hem eserlerle hem de görsel sunumlarla teşhir edilmektedir. Bununla birlikte geniş araştırma imkânı sunan zengin içeriğe sahip Atatürk Araştırma Kitaplığı ve Atatürk temalı hediyelik eşya bölümü bulunmaktadır.
GAZİANTEP SAVAŞ MÜZESİ
Şehreküstü Şehitler Parkı’nın yanında, “Nakıpoğlu Evi” olarak bilinen 12 odalı tarihi bir binada hizmet verenmüze binası Aziz Şehitlerimizin ilk defnedildikleri yerde, Antep Harbi Şehitliğinin yanında yer almaktadır. Asrın en adaletsiz işgaline karşı, şehir halkının verdiği mücadeleyi, Antep Harbinin nasıl kazanıldığını sesli bir anlatım ve kronolojik panolar eşliğindeziyaretçilere sunmaktadır.
Tarihi müze binasında, Gaziantep Savunmasına dair belgeler kronolojik sırayla anlatılmakta; İngiliz ve Fransızlara ait silah parçaları, şehir halkının kullandığı tabanca, av tüfeği, kılıç, kama, et satırı, kazma, kürek ve nacaklarla şehitlere ait birçok eşya sergilenmektedir. Müzedeki panolar, bir tüfek için kızını evlatlık veren babanın, şehir aç kalınca ölmüş hayvan etini kapışan anaların, düşman tanklarına karşı: “Demirle adam dövüşür mü? Erkekseniz piyadenizi gönderin” diye haykıran yiğitleri anlatmaktadır. Müze duvarlarındaki panolarda kahramanlık olayları, işgalin tüm detayları, KaratarlaMitingi’ne dair belgeler sergilenmekte; yansıttığı gerçeklerle, yalnız başına kalan Antep’in, Fransız ve Ermeni alayına karşı koyuşunun sırrını açıklamaktadır.Müze binasının altında bulunan ve buradan şehrin farklı yönlerine açılan geçitlerin bulunduğu mağarasergi alanı olup; Antep savunması görsel bir şekilde anlatmakta, savaş günlerinin zor şartlarını adeta yeniden yaşatmaktadır.Müze’de Şehit ve Gazilerin; kazmayla, kürekle en önemlisi de yürekleri ile yazdıkları destanı anlatmaktadır.Müzenin bulunduğu alan tamamen kamulaştırılarak bir meydan haline getirilmiştir. Gaziantepliler ailelerinden kalan savaş hatıralarını müzede sergilenmek amacıyla bağışta bulunmuşlardır. Antep Savunmasının simgelerinden olan “Ramazan Topu” yeniden yapılmış ve müzenin avlusunda sergilenmektedir. Fransız askerlerini korkutmak amacıyla kullanılan makineli tüfek sesi çıkaran “Tak Takı” ile halkın bakır yemek kaplarıyla yaptığı ve Ermeni siperlerine atılan “Sahan bombası”, Savaş Müzesi’nde dikkat çeken eserlerdir. Gaziantep Savaş Müzesi, vatan, namus denildiğinde nasıl mücadele edileceğini, nasıl ölüneceğini dünyaya örnek bir şekilde göstermektedir. Müze binası restorasyon nedeniyle geçici olarak ziyarete kapalıdır.
GAZİANTEP BAYAZHAN KENT MÜZESİ
Bir tütün tüccarı olan Bayaz Ahmet Efendi tarafından 1909 yılında yaptırılan Bayazhan; ilk yapıldığı yıllarda tütün hanı olarak kullanılmış, I.Dünya Savaşı’ndan sonra Antep İngilizler tarafından işgal edilince karargah olarak kullanılmış, Antep Savunması sırasında ise, hapishane görevi görmüştür. 2009 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından, Gaziantep kent kültürü ve tarihinin tanıtılması amacıyla restorasyonu yapılarak müze haline getirilmiş ve hizmete açılmıştır.
Bayazhan iki kattan oluşmaktadır. Hanın birinci katında yöresel el sanatlarının satıldığı hediyelik eşya odaları ve restoran, kafe olarak kullanılan mekanlar yer almaktadır. Hanın ikinci katının tamamı ise kent müzesi olarak düzenlenmiştir. Bayazhan Kent Müzesi’nde geçmişten günümüze Gaziantep kent kültürü, 23 ayrı odada sergilenmekte ve sesli rehber sistemiyle anlatılmaktadır. Gaziantep’in tarihi, turistik yerleri, doğal güzellikleri, ekonomisi, el sanatları ve mutfak kültürü hakkında ziyaretçilerin bilgi alarak şehri tanımaları sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra, Gaziantep’in yöresel el sanatlarından kutnu, sedef, bakır işlemeciliği gibi sanatlar tematik bölümlerde görsel olarak canlandırılmaktadır. Müzede ayrıca; kardeş şehirler salonu, sergi mekânları, kentin önemli mimari yapılarının maketleri bulunmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
Gaziantep Yaylaları
Gaziantep Yaylaları; rengârenk kır çiçekleri, dağ çayırları ve çeşitli ağaç türlerinin yetiştiği aynı zamanda suyunun soğuk, havasının serin ve şehrin kirli havasından uzak, yerleşim yerlerinin çok yukarısında muhteşem güzellikteki manzaralarıyla cazip olan düz ve yüksek alanlardır. Temiz havada dinlenmek, kamp ve kır/dağ yürüyüşlerinin, yayla turizminin yapılabileceği iki yayla bulunmaktadır.
GAZİANTEP Sofdağı Yaylası:
Güneydoğu Torosların uzantısı Sofdağlarının üzerinde bulunan Sofdağı Yaylası, Gaziantep’e 33 km. uzaklıktadır. Gaziantep şehir merkezine yakınlığından dolayı hafta sonları yoğun ziyaretçi almaktadır. Sofdağı Yaylası; Gaziantep platosunu yüksekten seyretmek,doğa ile baş başa kalmak, kuş sesleri arasında doğa yürüyüşü, kamp ve piknik yapmak için ideal bir yerdir. Sofdağı Yaylası’nda rüzgârın tatlı esintisinin ağaçların arasından geçerken çıkardığı fısıltı, pınarlarından akan suların sesine karışmaktadır.
Sofdağlarının en yüksek tepesi olan ve adına Kepekçi Tepesi denilen yerde, oksijen miktarı son derece yüksek olup, havası çok temizdir ve insan sağlığı için faydalı ve ideal bir yerdir. SofdağıYaylası’nın batısında küçük bir kaynağı bulunan Sofdağı içmesi, hafta sonlarında yakın yerleşimlerden gelenlerce ziyaret edilmektedir. Kaynaktan çıkan şifalı suyun çok az olmasına rağmen yöre halkı tarafından birçok iç ve cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Yaylada köylüler tarafından sulu tarım yapılmakta, sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Yaz aylarında yaylayı ziyaret edenler, yoğurt, süt, yumurta gibi gıda maddeleri; domates, salatalık, fasulye gibi sebze ve çeşitli meyveleri yayladan temin edebilirler.
GAZİANTEP Hızır Yaylası:
Her mevsim yeşillikler içinde bulunan Hızır Yaylası, İslahiye ilçesi,Altınüzüm beldesinin 121 km. batısında,Amanos Dağları’nın tepesinde bulunmakta ve yeşilin her tonunun görülebileceği, gökyüzünün mavisiyle kucaklaştığı bir yaylalar topluluğudur. 15.12.1994 tarih ve 94/6345 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Turizm Merkezi ilan edilmiştir. Hızır Yaylası, rengârenk kır çiçekleri, ilkbaharda dağ laleleri, büyüleyici güzellikte doğasıyla ideal bir yerdir.
Yayla’da gaz lambası ışığında yenen akşam yemeği ve akabinde yapılan sohbetler insanları bambaşka duygularla baş başa bırakmaktadır. Yaylada çok geniş bir alana yayılan çam, sedir, köknar, çınar, kızılağaç, ardıç ve meyve ağaçları mevcuttur. Kaynak sularının ve kar sularının oluşturduğu dereler ve bu derelerin suladığı alanlarda yetişen sebze, meyve, tarla ve süs bitkileri vb. ürünler bol miktarda bulunmaktadır. Hızır Yaylasında, günübirlik olarak veya uzun süreli tarım amacıyla yaylaya çıkan köylülerin kaldıkları doğal malzemeden yapılan barakalarda konaklama yapılabilir.
Gaziantep Mutfağı
Gaziantep 6 bin yıla yaklaşan bir geçmişe sahiptir. Geçirdiği evreler içinde 20 den fazla medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Mezopotamya’nın en batısında bulunup, Zeugma gibi bir kültür mirasına sahip bir bölgede bulunmaktadır. Bu medeniyetlerin bıraktığı izler, kültürel varlıklar olarak günümüze kadar gelen birçok yapıtlarla kendini göstermektedir. Bu etkiler altında Gaziantep, yaşamın en önemli unsuru olan beslenme Kültür’ünde de genelin dışında farklı, kendine özgü özelliklere sahip bir mutfağı olan kent haline gelmiştir. Bu etkenleri Coğrafi konumu, iklimi, çevrede ve Gaziantep’te yaşayan medeniyetlerin dışında ipek Yolu üzerinde bulunması en önemlisidir. 13 cü. asırda Osmanlı ile başlayarak Türk egemenliğine geçen bu kent, var olan kültür’e kendi kültürünü de katarak 400 e yakın yemek ve tatlıdan oluşan bir mutfağa sahip konuma gelmiştir.
İstiklal harbi esnasında yaşanan kıtlık ve buna bağlı olarak oluşan açlık, ele geçen her şeyi yemekte kullanmak , bu esnada var olan yemek kültürünün büyümesine sebep olmuştur. Bu da farklı özellikler içeren bir mutfak olmasına neden olmuştur. Çünkü Gaziantep mutfağı sebzeyi, meyveyi, süt ürünlerini, eti ve birçok baharatı aynı tencerede buluşturarak sosu içinde olan yemekler yapar. Aynı şekilde kebaplarda meyveyi, yoğurtla eti ve sebzeyi, Yörede yetişen otlarla bakliyatların buluşması sonucu yapılan çorba ve benzeri yemekler lezzet bakımından sıra dışı özellikler içerir.
Gaziantep’te yemek normal beslenmenin dışında ayrı bir yere sahiptir. Mevsimlere ve özel günlerde yapılan yemekler ve tatlılar, sosyal kültürün zaman içinde oluşturduğu etkenleri en güzel şekilde taşır. Halen var olan yemek kültürüne değişen koşullara bağlı olarak yenileri ilave edilmeye devam etmektedir. Elbette eski Kültür’ün yarattığı yemekler kendini korurken, bunlara gönül verenlerin yarattığı yeni yemekler bu Kültür’ün sürekliliğini yeni Yaratılanlarla devam ettirmektedir. İşte bu nedenle Dünya’da şehrinin ismiyle anılan tek mutfak Gaziantep mutfağıdır.
ANTEP FISTIĞI
Gaziantep dünyada adı bir ürün ile anılan ender kentlerden biridir. Gaziantep deyince akla ilk gelen, şöhreti ülke sınırlarını aşan Antep fıstığıdır. İnsan vücudunun temel gıda gereksinimlerini karşılayabilen bileşenleri içermesinin yanı sıra vücut fizyolojisi ve metebolik fonksiyonları üzerinde pozitif etkileri olan Antepfıstığı “fonksiyonel gıda” olarak kabul edilmektedir. Çerez olarak tüketiminin yanı sıra, şekerleme ve tatlı (özellikle baklava ve çikolata) sanayinde, dondurma yapımında, aroma katkısı olarak kullanılan Antepfıstığı, enerji kaynağıdır ve besin değeri açısından oldukça değerlidir. Yeni dikilen Antep fıstığı, 10 yaşına geldiğinde ürün vermeye başlar. Ağaç başına ortalama 10 kg. ürün vermektedir. Ortalama ömrü ise 100-150 yıl arasındadır. Yöre halkının önemli geçim kaynağı olan fıstık, Ağustos ayı sonu ile Eylül ayında mahsul verir. Fıstık mahsul çeşitliğine göre sınıflara ayrılır;
Kırmızı (Ben) Fıstık: Olgunlaşmış Antep fıstığının hasatından elde edilir, cumbalarından ayrılmış olan taze fıstık çerez olarak tüketilir ya da işlenerek kavrulmuş antep fıstığı yapılır. Kavrulmuş Antep Fıstığı Olgunlaşmış Antep fıstığının hasatından sonra cumbalarından ayrılarak belirli oranda tuzla kavrulmasıyla üretilir. Çerez olarak tüketilmektedir.
Boz İç: Boz iç, en kaliteli ve en lezzetli Antep fıstığı cinsidir. Antep fıstığı hasat zamanından bir ay önce tam olgunlaşmamış halde toplanır. Boz iç antepfıstığı, bilinen fıstık içi rengine göre farklıdır ve daha yeşil renk tonuna sahiptir. Tadı ve aromatik lezzeti çok yoğun oluşundan dolayı genellikle baklava yapımında kullanılır.
Meverdi İç: Antep fıstığının tam olgunlaşmaya yakın evresinde hasat edilmesiyle elde edilen fıstık türüdür. Kırmızı iç Antep fıstığı ile boz iç Antep fıstığı arasında kırmızı renkte olan Antep fıstığı türüdür. Meverdi iç Antep fıstığı genellikle pasta ve helva yapımında kullanılmaktadır.
Kırmızı İç: Antep fıstığının tam olgunlaşıp hasat edilmesiyle elde edilen fıstık türüdür. Rengi tam kırmızıdır. Tane olarak daha iri bir yapıdadır. Kırmızı iç Antep fıstığı çerez olarak tüketiminin yanında, helva, çikolata ve lokum sanayisinde de tercih edilen bir Antep fıstığı türüdür
GAZİANTEP Mesire Yerleri
Gaziantep’te bahar ve yaz mevsimlerinde havanın sıcak olduğu günler şehrin sıcaklığından ve gürültüsünden uzakta, tabiatla baş başa kalmak için “Sahre” adı verilen yemekli kır gezileri düzenlenir. Kır gezilerinde şehir dışındaki bağ evlerine, gezi ve mesire yerlerine gidilir. Bu gezi ve mesire yerlerinden bazıları;Dülükbaba Ormanları, Karpuzatan(Oğuzeli) , Kavaklık, Dutluk, Nafak, Burç Ormanları, Burç Göleti, Büyük şahinbey Kasabası (Körkün) , Nizip Karpuzatan ve Çifte Havuzlardır.
GAZİANTEP Dülükbaba Mesire Alanı ve Biyolojik Gölet:
Şehir merkezine 8 km. mesafede olup, Gaziantep İli Şehitkâmil İlçesi Dülük mevkiinde yer almaktadır. Ulaşım problemi bulunmamaktadır. İlin kuzey ve kuzeybatısını çevreleyen 40 km.’lik alanı ile Türkiye’nin elle dikilmiş en büyük koru ormanlarından biridir. Dülükbaba ormanları içerisinde kamp kurma ve karavanlarla konaklama imkânı mevcuttur. Gaziantep’in ilk mesire yeri olan Dülükbaba Mesire yerinde hâkim ağaç türü kızılçam olup saha içerisinde karaçam, servi, meşe ve badem bulunmaktadır.
Gaziantep’in en yüksek yerlerinden olan alan, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygundur. İçme ve kullanma suyu ihtiyacı, saha içinde bulunan 3 adet sondaj kuyusundan karşılanmaktadır. Dülükbaba Mesire Yeri; 1990 yılında Orman İçi Dinlenme Yeri olarak açılmış olup 2002 yılında A Tipi Mesire Yeri olarak tescil edilmiştir. Gaziantep’ in Şehitkamil ilçesinde Dülük Tabiat Parkı içerisinde bulunan biyojik gölet hiçbir kimyasal madde kullanmadan suyun, bitkilerle birlikte ortamdaki bakteriler ve özel filtreler yoluyla temizlenmesi yoluyla oluşturulan ekolojik bir gölettir. Gölet içerisinde suyu temizleyen aynı zamanda suda oksijen üreten bitkiler, taşlar, çakıllar, kayalar, çevresinde su ile uyumlu olan ağaçlar ve sazlıklar bulunmaktadır.
GAZİANTEP Karpuzatan (Oğuzeli):
Karpuzatan Mesire Yeri, Gaziantep’in 20 km. güneydoğusundaki Oğuzeli İlçesi’nde yer alır. Yemyeşil doğası, rahat ulaşımı ve huzur veren ortamı ile Gaziantep’teki piknik ve dinlenme alanlarından biridir. Alabalık üretim tesisi, yüzme havuzu ve bir restoran bulunmaktadır. Karpuzatan adı, içerisinden çıkan kaynak suyunun soğuk olması sebebi ile atılan karpuzların çatladığı görülmüş ve bu sebepten bu isim verilmiştir. Gaziantep’ten kalkan Oğuzeli otobüsleri ile gidilebilmektedir.
GAZİANTEP Kavaklık Mesire Alanı:
Kavaklık, Gaziantep şehir merkezi içerisindeki Alleben Deresinin içinden geçtiği, Battal Höyük’ten Alleben (Maanoğlu) köprüsüne uzanan büyük ve yeşil bir alanı kapsamaktadır. Gaziantep’in en eski piknik alanıdır. Bugün tamamen şehir içinde kalan yeşil alan, sabahları spor ve yürüyüş için, hafta sonları ise piknik için kullanılmaktadır. Alan içerisinde aile çay bahçeleri, çocuk parkları, oyun sahaları, piknik masaları, bisiklet yolları, gezi ve koşu parkurları, yeme içme tesisleri, halı saha, çocuklar için trafik eğitim alanı, jimnastik aletleri, piknik masaları bulunmaktadır.
GAZİANTEP Burç Göleti:
Gaziantep ili Burç kasabasının 3km. kuzeyinde bulunan gölet, kent merkezine 30 km. uzaklıktadır. Haftasonları on binlerce insanın geldiği doğa yürüyüşleri, gezi ve piknik yaptıkları ormanlık bir alan olup bu alan içerisinde kamuya ait 5.200 m²’’lik Türkiye’nin ilk biyolojik göleti bulunmaktadır. Biyolojik gölet hiçbir kimyasal madde kullanmadan suyun, bitkilerle birlikte ortamdaki bakteriler ve özel filtreler yoluyla temizlenmesi ile oluşan ekolojik oluşumlardır.. Göletler, tercihe göre içerisinde suyu temizleyen ve aynı zamanda suda oksijen üreten bitkiler, taşlar, çakıllar, kayalar, çevresinde su ile uyumlu olan ağaçlar ve sazlıklar gibi canlı ve doğal öğeleri bulundururken su oyunları sağlayan fıskiye ve heykeller, iskeleler gibi mimari elemanları da barındırmaktadır. Yapay olarak hazırlanan göletler, parçası olduğu ekosisteme katkı sağlamaktadır.
GAZİANTEP Alleben Göleti ve Piknik Alanı:
Alleben Göleti, Gaziantep il merkezinin yaklaşık 10 km. batısında yer almaktadır. Şehir merkezine 15 dakika mesafede yer alan AllebenGöleti’nin 740.000 m² toplam alanı, 140.000 m² gölet alanı bulunmaktadır. Doğal yaşam, spor alanları ve sosyal aktivitelerin bir arada bulunduğu AllebenGöleti’nde gece ışık ve ses gösterileri de yapılmaktadır. Sosyal tesislerin, kafe ve restoranların bulunduğu gölet alanında, kürek, deniz bisikleti, kano ve yelken yarışları gibi su sporları da yapılmaktadır.
GAZİANTEP GEZEGEN EVİ
100. Yıl Atatürk Kültür Parkı içerisinde kurulan Gezegenevi ve Bilim Merkezi 3500 m² kapalı, 1500 m² açık alana sahiptir. Yaşadığımız dünyanın ve evrendeki yerinin anlaşılmasında katkıda bulunan, eğlendirirken bilgilendiren bir öğretim ortamıdır. Gezegenevi, çeşitli gök cisimlerini ve onların uzay boşluğundaki hareketlerini bir seyirci topluluğuna izletebilmek için özel olarak tasarlanmış bir salondur. Salonda yarım küre biçimli bir kubbe ekran şeklinde perde bulunmaktadır. Kurgulanmış bir senaryo çerçevesinde yansı aracının ürettiği astronomik görüntüler, karanlık salonun kubbesinin iç yüzeyine yansıtılarak izleyicilere uzay boşluğunda gezintiye çıkarmaktadır.
GAZİANTEP BOTANİK BAHÇESİ
Botanik Bahçesi 2009 yılında 17.000 m² alanda kurulmuştur. 750 bitki türü ve 30.000’den fazla bitkinin bulunduğu Botanik Bahçesi eğitim merkezi şeklinde oluşturulmuştur. Bahçe içerisinde; Kaya Bahçesi, Açık Tohumlu Bitkiler Bahçesi, Osmanlı Bahçesi, Renk ve Koku Bahçesi, Tıbbi ve Endemik Bitkiler Bahçesi, Zen Bahçesi, Gül Bahçesi, Japon Bahçesi ve Su Bitkileri Bahçesi olarak adlandırılan özel tasarım bahçeleri bulunmaktadır.
Fatma Şahin kimdir?
Fatma Şahin, 20 Haziran 1966 Gaziantep doğumludur. Babası Mustafa Kıymık, annesi Perihan Kıymık’tır. 2 kız 1 erkek kardeşin en büyüğüdür. İlköğrenimini İstiklal İlkokulunda, lise öğrenimini Kız Lisesinde tamamladıktan sonra. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya ve Metalürji Fakültesi’nden Kimya Mühendisi olarak mezun olmuştur. Okul bittikten hemen sonra özel bir şirkette İşletme Mühendisi olarak göreve başlamış, 18 yıl boyunca İşletme Mühendisi ve İşletme Müdürü olarak görev yapmıştır.
Evli ve 2 çocuk annesi olan Fatma Şahin, 2001 yılında Ak Parti Gaziantep İl Kurucu üyesi olmuş, 2002 seçimlerinde Gaziantep milletvekili seçilmiştir. 22. 23. ve 24. Dönem Gaziantep milletvekilliği görevinde bulunmuştur. 2007 yılında Ak Parti Kadın Kolları Genel Başkanlığı görevine seçilmiştir. Sanayi, Ticaret ve Enerji Komisyonu ve AB Uyum Komisyonu ile TBMM Töre-Namus cinayetleri ve Çocuklara Karşı Şiddeti Araştırma Komisyon’unda görev yapmıştır.
Fatma Şahin, 6 Temmuz 2011’de açıklanan 61. Hükümette, Aile ve Sosyal Politikalar Kurucu Bakanı olarak görev almıştır. Yürüttüğü bakanlık görevinden 26 Aralık 2013 tarihinde ayrılıp Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmuştur. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde yüzde 54,7 lik oy oranıyla seçilerek, Türkiye’nin İlk Kadın Büyükşehir Belediye Başkanlarından biri olarak göreve başlamıştır.
GAZİANTEP Eski Belediye Başkanlarımız
1- MUSTAFA AĞA (Budak Battalbey) 1870 – 1881 | 1885 – 1888
2- HACI OSMAN AĞA (Battalbey) 1881 – 1885
3- HACI HÜSEYİN BEY (Kaleağasızade) 1888 – 1890
4- OSMAN EFENDİ (Göğüş) 1890 – 1894
5- SEYYAFZADE ABDO EFENDİ (Abdülkadir Behçet Erkılıç) 1894 – 1898
6- İZRAPZADE MEHMET HAMDİ EFENDİ (Barlas) 1898 – 1901
7- SÜLEYMAN BEY (Battalbey) 1901 – 1902
8- LÜTFÜ GÜCEYLİOĞLU 1902 – 1907
9- HASIRCIZADE SAMİ EFENDİ (Tüzün) 1907 – 1910
10- ŞIH MUSTAFA EFENDİ (Ocak) 1910 – 1913
11- LÜTFÜ GÜCEYLİOĞLU 1916 – 1921
12- MÜFTÜZADE MEHMET EFENDİ 1921 (22 gün)
13- MEHMET MAZLUM ENÇ 1921 (10 gün)
14- AHMET EFENDİ (Göğüş) 1921 – 1922
15- MUSTAFA AĞA (Kaleağasızade) 1922 (7 ay)
16- MEHMET ALİ KAYAALP 1922 – 1924 | 1927 – 1930
17- ŞEFİK BARLAS 1924 – 1927
18- HAMDİ KUTLAR 1931 – 1946
19- MEHMET NAİL BİLEN 1946 – 1950
20- ABDÜLKADİR BATUR 1950 – 1955 | 1968 – 1973
21- KAMİL OCAK 1955 – 1956
22- NECMİ BAYRAM 1956 -1959
23- FAİK TAŞCIOĞLU 1959 – 1960
24- SELAMİ ESEN 1960
25- NİYAZİ ARAS 1960 -1961
26- OSMAN MERİÇ 1961 – 1962
27- SALİH TANYERİ 1962 – 1963
28- İBRAHİM TEVFİK KUTLAR 1963 – 1968
29- ESAT KAYA TURGAY 1973 – 1980
30- AHMET TURAN ERTUĞ 1980 – 1984
31- ÖMER ARPACIOĞLU 1984 – 1989
32- CELAL DOĞAN 1989 – 2004
33- DR. ASIM GÜZELBEY 2004 – 2014
34- FATMA ŞAHİN 2014 – …